Hazırlayan: Michael Keller
Resimleyen: Nicolle Rager Fuller
Çevirmen: Murat Gülsaçan
Sayfa Sayısı: 192

Resimleyen: Nicolle Rager Fuller
Çevirmen: Murat Gülsaçan
Sayfa Sayısı: 192

Özellikle son yıllarda çok bilinen kitapların uyarlama hallerinin ve mangalarının birbiri ardına yayımlandığına ve adeta bir furyaya dönüştüğüne şahit olduk, oluyoruz. Açıkçası ilk çıktığından beri bir önyargım var bu kitaplara ilişkin. Hatta bir kitapçıda alan birine rastlasam da kısa saçlı, otobüslerde gençlerin, sokakta türbanlıların korkulu rüyası, İzmirli “cumhuriyet teyzeleri” nidasıyla “ne diye alırsınız bu kitapları bilmem ki” deyiversem diye içimden geçirmişliğim vardır. İşin garip tarafı çevremdekilerde ve karşılaştığım hemen herkeste böyle bir eğilim olmasına rağmen piyasada halen bu kitapların bolca bulunması. Şüpheleniyorum, kim alıyor peki bu kitapları? Tıpkı çevremizde AKP’ye oy veren bir kişi bile bulamazken her iki kişiden birinin ona oy vermesinin ardından etrafımızdaki herkesten şüphelenmek gibi. Kim bunlar? Neden alırlar?
Diye düşünürken içerisindeki başka kitaplara odaklandığım
bir evrim setinden çıkageldi Türlerin Kökeni “Resimli Uyarlaması”. İşte AKP’ye
de böyle, yanlışlıkla oy çıkıyor sonucuna varmayacağım tabii ki. Kim bu oy
verenler? Neden verirler? Sorularım ise ortada duruyor.
İşte böylece elime geçti benim de bir uyarlama kitap. Hacı
yeşili üzerine kirli sarı renklerle bezenmiş yazılar, üzerine serpiştirilmiş
hayvanlarla (tamam burasını anlıyorum ya ne olacaktı?) oluşturulmuş tasarımı
moralimi daha da bozmuştu. Ancak kapağın ortasındaki öne çıkan fosforlu
kelebeğin kaygan yapısına dokunmak bir an olsun hoşuma gitmişti. Okurken ara
ara dokunmadım değil. Fakat bu örnekten ne kadar kötü olsa da AKP’de de olumlu
bir şeylerin olabileceği sonucunu çıkarmamak gerekiyor! (AKP ile bu tür
kitaplara dair başta kurduğum analojinin neden sürekli aklıma takılmaya
başladığını gerçekten bilmiyorum, ancak bundan böyle yollarını ayırıyorum bu
son artık!)
Kısacası tüm önyargılarım üzerine gelen bir olumsuzluk daha
eklenmişti daha kapağını açmadan. Acaba bu kitap çocuklara evrimi sevdirerek
öğretmek için miydi? Keşke çocukken de olsaydı böyle bir kitap belki biraz
hevesli olurdum diye düşündüm. Küçükken de bu renkleri hiç sevmezdim ki! Türbe
yeşili tanımlamasını “hacı yeşili” olarak kodlamam sanıyorum küçüklükten gelen
bir şey. Neyse, işte bu duygu ve düşüncelerle başladım kitabı okumaya, çocuk kitabı
mı varsın olsun evde okuyorum nasıl olsa kim görecek diyerek. Çok acımasız
başladığımın farkındayım ama bende ilk yarattığı izlenimler gerçekten böyleydi.
Yani aşağı yukarı böyleydi.
Kitabı açar açmaz ilk defa açılan yeni bir kitabın hoş
kokusuna karışmış bir boya kokusu aldım. İlk başta çok hoşuma gitti ne yalan
söyleyeyim ancak bu boya kokusu, sayfalar geçtikçe iyiden iyiye artıyordu sanki
ve bir yerden sonra rahatsız edici olmaya başladı. Kimi resim derslerinde de
böyle olurdu. Ben mi boya kokularını ayırt edemiyorum bilmiyorum ama benzer bir
etki yaptığını hatırlıyorum. Burada bir nefes ve açıklama:
Efendim, kitaba gelemedim bir türlü farkındayım. Ona
geleceğim ancak kitap zaten bir resimli uyarlama, ben bu kitaba dair bir iki
paragraf haricinde ne yazabilirim? En iyisi bu kitabın öncesi, sırası ve
sonrasında hissettiklerim. O yüzden devam ediyorum.
Bu boya kokusu yayıldıkça, kitapla aramdaki mesafe -gerçek
anlamıyla- arttı. Aksi gibi yazı puntosu küçüktü ve yazı karakterine de
alışamıyordum (gerçi sonradan alıştım hatta hoşuma bile gitti). İşte artan boya
kokusu ve dolayısıyla artan kitapla aramdaki mesafe, küçük puntolu yazı
karakteri ve iyi gören gözlerim arasındaki çelişkilerle birlikte, kâh gülerek
kâh şaşırarak kitabın sonuna kadar geldim. Dalga geçmiyorum güldüğüm ve
şaşırdığım oldu. (Bkz. Resim 1) Nasıl bittiğini de
anlamadım. Kitap öncesindeki, bu tip kitaplara dair önyargılarımın
zayıfladığını söyleyebilirim.
Sonuç değerlendirmemi bu arada yapıyorum; acımasız
eleştirilerle değerlendirmeye başladığım bu kitap, baştaki beklenti
düşüklüğünden kaynaklandığını düşünmediğim ölçüde benden geçer not aldı.
Muhteşem çizimler ve Darwin’in mektuplarından, kendi
sözlerinden ve elbette yapıtı Türlerin Kökeni’nden bilgilerle oluşturulmuş bu
uyarlama, bazı çok göze batan imla hataları dışında, gerçekten başarılı. Özellikle
sondaki 1859’da Türlerin Kökeni’nin yayınlanmasından günümüze uzanan, evrimin
gelişiminde köşe taşlarını oluşturan takvim, bir derleme anlamında hoş olmuş. Bazı
kavramlara ilişkin açıklamalar ise çeviriden kaynaklandığını düşündüğüm nedenlerle
bir karmaşaya dönüşmüş ve zor anlaşılır bir hal almış. Elbette çizimlerin
açıklanan konu ile çok iyi uyumu ve başarısı bu hataların üzerini bir nebze
örtüyor ve kitabın bütününe baktığımda olumlu referans vermemi sağlıyor.
Son sözler
Düşünüyorum da tüm bu olumlu referansıma rağmen para verip
bu kitap alınır mı? Benim kitap listelerim genellikle bütçeden kaynaklı
nedenlerle ilk alınacak kitaplardan oluşur. Derim ki eğer ikincil düşünülecek
kitaplara da ayıracak bütçeniz varsa, “belki bir gün vakit olur da göz atarım”
diyebiliyorsanız düşünmeden bu kitabı alabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder