Çevirmen: Hamdi Koç
Sayfa Sayısı: 120
“Sözüne
itimadım var, senden yemin istemem;
Sözünde
durmayan yemininde de durmaz.”
Şiirle pek aram yoktur doğrusu dolayısıyla şairlerle de.
Birçok şairin hoşuma giden dizeleri, şiirleri vardır elbette ancak neredeyse
tüm yazdıklarıyla beni etkileyen şair sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Şimdiye dek Shakespeare’in şiirlerini okuma fırsatım olmadı ancak birçok
oyununu okudum. Açıkçası onun oyunlarındaki şiirsellik inanılmazdır; her
okuduğum eserinden hiç bir şeyinden olmasa bile, muazzam dizelerinden büyük
keyif alırım. Ayrıca yukarıda alıntıladığım gibi zekice diyalogları ve mükemmel
kelime oyunlarını bol bol bulursunuz eserlerinde.
Pericles’te ise durum birazcık daha farklı. Pericles,
Shakespeare’in çok bilinen eserlerinden biri değil malum. Okuduğuma göre onun
son dönem eserlerinden biriymiş. Bu oyununda Shakespeare’in hemen hemen her
dizesi, her satırından aldığım keyfi alamadığım oldu; bu anlamda alışık
olmadığım “yavan” bölümleri de içeriyor Pericles. Ayrıca hiç olmadığı kadar
mistik bir kurguya sahip. Oyun boyunca sabreden, çile çeken, hayatın
sürüklediği zor koşullarda bile günaha girmeden soylu ve ahlaklı kalanlar tanrı
tarafından ödüllendiriliyor sonunda. Dolayısıyla bir ahlak dersi içeren
didaktik öğeler de içeriyor, hatta oyun bunun üzerine kurulu da denebilir. Ayrıca
çok yalın ve basit bir kurguya sahip eser. Oyunu bitirip de üzerine biraz
düşününce tüm bu olumsuz yanlarını görebiliyorsun; gerçekten de bir hamlet ya
da kral lear havası yok eserde, lakin tüm bu saydıklarıma rağmen oyunu yine de
hoş bir tatla bitirmiş olmak da sanıyorum Shakespeare’in her eserindeki o
efsunla ilgili.
Karakterlerin bir kişilik olarak ön plana çıkmadığı, alışık
olduğumuz büyüleyici nüktelere sahip olmayan bu oyunu tüm yalılığıyla, sanki
daha önce defalarca izlediğimiz ve yine tüm basitliğiyle izlemekten keyif
alabildiğimiz bir eski Türk filmi tadında okudum. Acıların ardından gelen bir
mutlu son. O filmlerde de büyük acılar yaşanır, tüm bu acılar yaşanırken de biz
mutlu sonla biteceğini hissederiz ve böyle bir sonu bildiğimiz halde o acılı
sahneler hiç gözden düşmez; her şeyi bile bile yine de izlenir. İşte böyle bir
duyguyla sürüklüyor oyun ve bir çırpıda okunuyor. Bu anlamda oyundaki mistik
yönlerin de bir anlamda olayın basitliğiyle uyumlu olduğunu ve onu büyülü bir
atmosfere soktuğunu düşünüyorum.
Son sözler
Eğer daha önce Shakespeare’in bir oyununu okumadıysanız
Pericles, okumaya ondan başlanacak bir oyun değil. Klasikleri okuyup bunların
dışında onun diğer eserlerine de merak duyuyor ve farklarını da görmek
istiyorsanız Pericles’i de okumanızı tavsiye ederim. En kötü bir eski Türk
filmi tadında mutlu mesut bırakırsınız elinizden sonunda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder